Dizi

Mr. Robot

Yazar: admin

Son zamanların trend dizilerinden Mr. Robot ilk sezonu tamamladı. Ben de 2. sezon başlamadan dizinin analizini ve özetini yapmak istiyorum. Zira dizinin baş döndürücü hızı benim gibi bilgisayar terimlerine çok aşina olmayanlar için bir dezavantaj olmaktan çıksın istiyorum.

ELLIOT 

Mr. Robot

Kahramanımız Elliot, gündüzleri bir şirkette siber güvenlik mühendisi olarak çalışmakta, geceleri ise hacker kimliğine bürünmektedir.  Asperger sendromu belirtileri görülen, kanserden ölen babasının ardından zalim bir anne tarafından büyütülen  Elliot, oldukça yalnız bir yaşam sürmektedir. Hacker mentalitesiyle( düz mantık her probleme uygulanabilir) aldığı morfinin bağımlılığından da başka ilaçlar kullanarak kurtulmaya çalışır. Bir gün Elliot bu rutinin içinde gizemli anarşist Mr. Robot ile tanışır. Mr. Robot kurduğu hacker timiyle Elliot’ın korumakta olduğu ve farklı uluslardan oluşan bir CEO kuruluşunu ( E-Corp) onun tüm verilerini silerek yıkıp sosyalist bir devrim yapmayı planlamaktadır. Böylece tüm borç kayıtlarını silip, kitleleri baskıcı kapitalizmden kurtarmayı amaçlar. Evet bir “Fight Club” , bir ” V for Vendetta” bir “American Psycho”…. Dizi Elliot’ın bu gruba katılmasıyla devam eder.

Mr. Robot

Yönetmenin Gözünden

Dizinin yaratıcısı Mısır asıllı Sam Esmail, dizinin Arap baharından esinlendiğini söylüyor. Arap baharını yaşayan teknoloji meraklısı iki kuzeni gibi öfkesini mizaha dönüştüren , simgesini internette arayan anarşist bir gençlik etkilemiş onu.

+toplumda seni bu kadar hayal kırıklığına uğratan şey ne?  – Bilemiyorum. Çocukların sırtından milyarlar kazandığını bilmemize rağmen hala Steve jobs’ın harika biri olduğuna inanmamız mı? Ya da belki tüm kahramanlarımızın sahte olduğunu hissetmemizdir. Dünyanın kendisi bile koca bir şaka. Birbirimizi fikir gibi maskelediğimiz saçmalıklarla doldurmak ve sosyal medyada samimiyet taklidi yapmaktan başka ne yapıyoruz? Yoksa buna oy verdiğimiz için mi? Hileli seçimlerimizden değil mal, mülk, paramızdan bahsediyoruz. Yeni bir şey söylemiyorum. Hepimiz bunu neden yaptığımızı biliyoruz. Açlık oyunları romanları bizi mutlu ettiği için değil, uyuşturulmak istediğimiz için yapıyoruz. Çünkü öyle olmaması acı veriyor, çünkü biz korkağız. Toplumu sikeyim!

E-Corp ‘un Logosu

Her ne kadar E-Corp’un logosu Dell’in logsuna banzetilse de Esmail, onun 2001 ‘de iflas eden ünlü enerji şirketi  Enron’un logosu olduğunu söylemiş.

mr robot E-Corp

MR. ROBOT KİM?

Dizide Mr. Robot’ın aslında Elliot’ın id’i olduğunu öğreniyoruz. Mr. Robot, onu sürekli yanlış yola çekmek istiyor. Elliot önceleri onun gerçek olmadığını kendine sürekli telkin ediyor. Elliot gibi biz de önce buna inanmak istemesek de Mr. Robot buna gayet güzel bir cevap veriyor:

…Yani, şuna bak. Bak şuna! Hayaller üzerine kurulmuş bir dünya. Hap biçiminde yapay duygular. Reklam biçiminde psikolojik bir savaş. Yemek biçiminde fikir-değiştirici kimyasallar! Medya formunda beyin yıkayan seminerler. Sosyal ağ biçiminde konrol edilen asosyal baloncuklar!  Gerçek mi? Gerçeklik hakkında mı konuşmak istiyorsun? Son yüzyıla girdiğimizden beri gerçeğe yakın hiçbir şey yaşamadık… Bu yüzden gerçek olmadığımı söyleme. Big Mac ‘indeki sığır eti köftenden daha az gerçek değilim.

MR. ROBOT

Google’da Elliot

1.sezon 3. bölümde uyuşturucu satıcısı Vera, Elliot ‘a ismini google laması gerektiğini söyler. Elliot bunu yaptı mı bilemiyoruz ama Google a göre:

Elliot: Yüksekteki Tanrı

Alderson: Bilge savaşçının oğlu

Robot: köle anlamındaki ‘rabu’ dan gelir.

Darlene: sevgili

Angele: melek

Dizi nereye gidiyor?

Dizide işler hiç de Elliot ve takımın istediği gibi gitmez. Hep seçilmesi gereken bir yol ve tıkanan bir sistem vardır. Bu aslında Elliot’ın kendini bilerek bir labirente sokması mı bilemiyorum. Sonuçta sistemi çökertmeye çalışan grubun bir noktada sürekli çıkmaza girmesi niye? Bu anarşist eylemin sonucunda ;

  1. hacker’ı var eden ve yaratan sistem çöktüğünde hacker artık varolmaya devam edecek mi?
  2. her şey mükemmel olup insanlar özgürleşecek ve daha iyi bir hayat mı sürecekler?

Her ne olursa olsun bu dizi bir Assange, bir Anonymous, bir gezi ruhu taşıyor. Kendine dayatılan düzeni kabul etmeyen gençlik sanal dünyada gerçeği aramaya devam ediyor.

Bir gün babam beni okuldan aldı ve okulu asıp sahile gittik. Su girilemeyecek kadar soğuktu bu yüzden bir battaniyeye oturup pizza yedik. Eve döndüğümde ayakkabılarım kum doluydu ve kumu odama boşalttım. Farkı bilmiyordum. 6 yaşındaydım. Annem bunun için bana bağırdı., ama babam kızmadı. Dedi ki; milyarlarca yıl önce dünya kayıp okyanuslar hareket ederek o kumları sahile getirdiler. Gün be gün. Ve sen o kumu alıp başka yere götürdün. “Dünyayı değiştiriyoruz” ne güzel bir düşünceydi, ta ki bir değişiklik yaratabilmek için kaç gün ve kaç yaşam boyu bir ayakkabı dolusu kumu eve getirmem gerektiğini anlayana kadar. Her gün dünyayı değiştiriyoruz ama bu hiçbir anlam ifade etmiyor ve bunu yapabilmek çoğu insanın sahip olduğundan daha çok zaman alıyor. Asla bir kerede olmuyor. Yavaş yavaş. Düzenli bir şekilde. Yorucu. Ve hepimizin bunu kaldıracak bünyesi yok.

sources: wikia, reddit, wired

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz