Mitoloji’ye göre Pandora, kendine açılmamak üzere kötülüklerle dolu bir kutu verilince merakına çok fazla dayanamaz ve kutuyu açar. İçindeki tüm kötülükler serbest kalacakken Pandora son anda kutuyu kapatır, kutuda sadece umut kalır.
Umut hep aşığın, dindarın, fakirin avuntusu olmuş. Bazen doğan günün adı bazen de yıllarca beklenen bir çocuğun adı… Peki bizi ayakta tutan bu ‘şey’ nasıl olur da Pandora’nın kötülük kutusuna dahil edilmişti? Nietzsche diyor ki: “O zamandan beri, kutuyu ve içindeki umut’u iyi olarak yorumladık.Fakat, Zeus’un arzusunun insanların kendilerini işkenceye teslim etmeleri olduğunu unuttuk. Umut kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. “
Umut kelimesiyle ilk tanıştığımda ilkokuldaydım. Şöyle diyordu sakızımın içinden çıkan kağıt:
Umut adında arkadaşlarım oldu sonra. Babaannem, “Allah’tan ümit kesilmez” demişti komşusuna bir gün. Yıllar geçti, aşık olup başka Umutlar bekledim kalbimde. Geçen yıllar çok umutlar söndürdü kalbimin üzerinde. Bir duvar yazısı kestirip attı umudu:
Şimdi Goethe’nin dediği gibi az ümit edip çok şey elde etmeyi öğrendik hayatta. Sınavlarla, stresle, depresyonla, hastalıklarla başa çıkmayı öğrendik. Umuda bel bağlamayı tembihlenip yaşamın zorluğuna, fakirliğe, açlığa, işsizliğe alıştık. Ama gel gör ki şu insanların piçliğine alışamadık. Şu an anlatacağım hikayenin hiç bir açıklaması yok aslında. Bu bir olaylar dizisi. Bunu bizzat yaşayan varlığın zenginlik, mutluluk, aşk gibi umutları yoktu ki hayatta.
Kedi Umut. Doğa ve Hayvanları Koruma Derneği (DOHAYKO) Osmaniye Temsilcisi Nevin Tülücü, 23 Şubat’ta Yunus Emre Mahallesi’nde yol kenarında yaralı bir kedi olduğu bilgisi üzerine bölgeye gider. Yavru kedinin ön ayaklarının kesilmiş olduğunu gören Tülücü, kediyi hemen özel bir veteriner kliniğine götürür. Burada yapılan cerrahi müdahalenin ardından kedinin kesilen ön ayakları sarıldıktan sonra kedi, yaşamını sürdürebilmesi için oyuncak bir arabaya bağlanır. Ancak yaralı kedi, Osmaniye Belediye Başkanı MHP ‘li Kadir Kara’nın talimatıyla Ankara Kedi Hastanesi’ne gönderilir. Kediyi tedaviye alan veteriner hekim Tarkan Özçetin DHA muhabirine, ‘Umut’ adını verdikleri kedinin tren altında kalarak bacaklarının kesilmesi gibi bir durumun söz konusu olamayacağını dile getirir. Özçetin, “Kedilerle de ilgilenen 20 yıllık bir hekim olarak böyle bir şeyin olması, tren kazasıyla, rayların üstünden trenin geçmesiyle pek mümkün değil. Kedinin iki ön bacağı kesilmiş. Söylemekte zorlanıyoruz, bunu ruh hastası ya da cani ruhlu bir insanın yapmış olma olasılığı çok daha yüksek. Maalesef bir şekilde kesilmiş, koparılmış.”
bkz.
Umut şimdi tamamen iyileşti ama ömür boyu engelli bir kedi olarak kalacak. Bu sürecin ardından hastane yönetimi tarafından Umut adına bir suç duyurusunda bulunulmuş. Dilekçede şu ifadeler geçiyor:
Ben bir kediyim. Daha önce bildiğim bir adım yoktu, bir süredir çevremdeki insanlar bana ‘Umut’ diye sesleniyor. Bir süre önce iki ön ayağımı kaybettim. Seninle aynı dili konuşmadığım için sana ve diğer insanlara yaşadıklarımı ve bu olayın nasıl olduğunu anlatamıyorum. Aynı dili konuşamasak da, şimdi çevremde beni anlamaya çalışan iyi insanlar var. Onlar bir yandan başıma neler geldiğini ve benim iki ön ayağımı kimin aldığını araştırıyorlar, bir yandan da beni hayatta tutmak için adına tedavi dedikleri bazı şeyler yapıyorlar. Benim yaşamamı istiyorlar. Ben de yaşamaya devam etme ve hayatta kalma isteği içindeyim, ancak kendi başıma bunu başarabilmem mümkün değil. Buraya gelmeden önce çok acılar çektim, kötü şeyler yaşadım. Bunu anlayabileceğine inanıyorum çünkü senin gibi bir can taşıyıp, seninkine benzer acılar yaşıyorum. Benim yaşadıklarımı yaşamanı istemem, ama biliyorum ki ikimiz de aynı dünyanın iyilik ve kötülükleriyle yaşamaya çalışıyoruz. Bir gün benim karşılaştığım kötülüğün aynısı ile karşılaşabilir ve aynı acıyı sen de yaşayabilirsin. Bu yüzden benimle empati kurabileceğine ve acımı hissedebileceğine inanıyorum. Sevgili insan, senden isteğim; beni sakat bırakıp, bana bu acıları yaşatanları bulman ve bir daha hiçbir türden hiçbir canlıya böyle bir acının yaşatılmaması için gereğini yapmandır. Bu toplumda insanlarla ve diğer canlılarla birlikte yaşayan bir kediyim ve bana yapılan suçun cezasız kalmaması için adalet istiyorum. Biliyorum ki, tüm canlı türler olarak hepimiz bu dünyada eşit ve iyi şartlarda yaşama hakkına sahibiz.Ancak aramızda sadece rasyonel düşünebilen ve konuşabilen canlı olarak, bu dünyadaki kötülükleri değiştirebilme ve senin türünün oluşturduğu toplumlarda yaşayan diğer canlılar için de adaleti sağlayabilme yeteneğine sahipsin. Bu yüzden senden yardım istiyorum. Bu dilekçeyi çevremde bana yardımcı olmaya çalışan insanlar benim ağzımdan kaleme aldılar. Bir kedi olduğum için dilekçe yazmayı da, imza atmayı da bilmiyorum. İnsan dostlarım patimi basarak, bu dilekçeye kendimden bir iz bırakmamı istediler; ancak bu istekleri onları daha çok üzdü. Çünkü benim iki ön patim artık yok. Arka patilerimden biri de hâlâ yaralı olduğu için sağlam kalan son patimi bu dilekçeye basıyorum.
Tarkan Bey, İz TV’nin
Kedi Hastanesi ‘nde çektiği
belgeselde kediye niçin Umut adını verdiğini sesi titreyerek anlatıyor. O an acı çekmeyen insanın umut sözcüğünü kullanmasına gerek olmaz ki diye düşünüyorum. Umut’u ve çektiği acıyı düşünüyorum. Ama Umut şimdiki yuvasında yani Kedi Hastanesinde çok mutlu. Hatta çok yakında Umut’un, onun için Türk Mühendisler tarafından geliştirilen bir protezle yürüyebileceği haberleri var. Umut’un, hiçbir şey için umut olmamasını isterdim, bir kedi sadece mutluluk olur, huzur olur, dost olur ki!
Sitenizi ilgi ile takip ediyorum. Bilgiler icin tesekür ederim. Kedileri cok seviyorum.
Rica ederim. Mutlu oldum