Hayvan Dostlarımız Kitap Yazar

Hayvan Özgürleşmesi-2

Yazar: admin

Bu yazıda Peter Singer ‘ın Hayvan Özgürleşmesi kitabının 3. ve 4. bölümlerindeki “Sınai Çiftlikler” ve “Vejeteryan Olmak” bölümlerindeki konuları ele alıp ülkemizde de son zamanlarda dikkat çeken tavuk yetiştirme metodlarına  ve bunun insan sağlığı ve hayvan hakları ile ilgisine dikkat çekmek istiyorum. hayvan özgürleşmesi

Bilindiği üzere artık tavuklar hormonlarla çok kısa bir süre içinde kesilecek hale getirilebilmekte. Normalde ömrü 7 yıl olan bir tavuk , artık 7 haftalıkken yani 2-2,5 kg olduğunda kesimhaneye üstelik yediklerini hemen besine dönüştüremediği için de aç bir şekilde gönderilir. Kesimhane işin belki de mutlu sonu diyebiliriz. Neden mi? Bu kısacık hayat bile onlar için hiç mutlu geçmiyor. Küçük kafeslerde kendi dışkılarına ve kokusuna maruz kalarak ayakları içinde tutuldukları tellere yapışarak stres içinde yaşıyorlar. Doğada hiyerarşik olarak birbirlerini gagalayan tavuklar bu dar kümeslerde bu işi fazlasıyla abarttıkları için de gagaları daha civcivken kesiliyor. Yine aynı şekilde toz banyosu yapamadıkları için tüylerini tellere sürterek kendilerine zarar verip bu doğal ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar. Yok eğer biz sadece yumurtasını istiyoruz derseniz durum çok daha vahim. Zorla tüyleri döktürülen(aç bırakılarak) tavuklar mevsimsel faktörler ortadan kaldırılarak daha sık yumurtlamaya zorlanıyorlar. Üstelik insanlar nasıl ki tuvaletini yapmak için mahrem bir yer ararsa, tavuklar da yumurtlamak için uygun bir yer arıyor, o sıkışıklıkta bulana kadar yumurtayı tutabildiği kadar içinde tutuyor. hayvan özgürleşmesi

Maalesef bu yaşam koşulları sadece tavuklar için geçerli değil. Tüketicinin ihtiyacı ve isteklerine göre hayvanlarının gördüğü muamele de değişiyor. Örneğin; süt buzağılarının üretiminde 2 temel unsur vardır. Birincisi, hayvanın en kısa zamanda en fazla kiloyu alması, ikincisi ise etinin mümkün olduğunca açık renkli olmasıdır. Hayvan ne denli anemik olursa bu ikinci koşul da o denli sağlanmış oluyor. Bunun sonucunda demir eksikliği çeken danalar ardında tutuldukları telleri yalıyorlar.

Biz tabağımızdaki etin bir hayvan vücudu olduğunu unutarak yemeğimizi afiyetle yiyor, işin acı verici bölümlerini görmezden geliyoruz.

Yazarın dikkat çektiği bir diğer konu da dinin insanlar üzerindeki etkisi. Bu konuda çok katıldığım şu sözleri söylüyor: “Din mensupları hayvan kesimi konusundaki mevcut yorumların dinlerindeki merhamet öğretisinin ruhuna uygun olup olmadığı üzerine kafa yormak zorunda.” hayvan özgürleşmesi

İşin ekonomik ve besin değeri yönü var bir de. Şöyle ki, açık bir arazide otlatılan bir inek kesildiğinde elbette ki protein temin ederiz. Ancak aynı inek bir mezbahada yetiştirildiğinde bu kez onu besleme sorunu ortaya çıkar. Bu da kendi besinimizi onlara yedirmek zorunda olduğumuz anlamına gelir. Peki ne uğruna ? Çıkan sonuç oldukça komik. Çünkü ineğe verilen 21 kg. protein karşılında ancak 1 kg. hayvansal protein elde ediliyor. Yani zengin bir insan 1 kilo et yiyebilecek diye, fakir insanlar tarlalarda 21 kg. besin üretmek zorunda. Bunun yanı sıra yulaf ve brokoli gibi besinler sığır etine göre dönüm başına 25 kattan fazla kalori üretiyor. Süt üretiminde de brokoli sütten 5 kat fazla kalsiyum sağlıyor.

 EPA/MAXIM SHIPENKOV

EPA/MAXIM SHIPENKOV

Evet, bir çok açıdan vejetaryanlık konusunda emin olamıyoruz belki. Aynı proteini başka besinlerden elde edebileceğimiz konusunda şüphelerimiz var. Ancak yazar bu konuda da ‘protein bütünlemesi’ denen bir kavramla karşımıza çıkıyor. Farklı gıdalardaki farklı protein türleri birarada alındığında özel bir biçimde birbirlerini bütünler ve vücudun bu gıdaları ayrı ayrı tüketildiğinde özümleyeceğinden daha fazla protein özümlemesi sağlanır. Örneğin; fasulye ya da mercimeğin yanında pirinç  ve ya mısır yiyen biri, protein bütünlemesi ilkesini hayata geçirmiş olur.

Peter Singer hayvanlar konusu dahil birçok alanda özellikle etik konusunda dünyaca ünlü bir yazar. Bu kitabını da özellikle çok faydalı bulduğumu söylemeliyim. Vejetaryan olmak için önümde atılacak pek çok adım var ancak yavaş yavaş bu yönde ilerlediğimi hissediyorum. Doğa ve hayvanlar umrunuzdaysa bu kitabın başucunuzda vazgeçilmezler arasında olacağından eminim. İyi okumalar!

visual source: Aakash Nihalani

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz