Film Köpek Sanat

White God

Yazar: admin

2014 Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakış ödülü kazanan film, Macar Yönetmen Mundruczo’nun 6. uzun metrajlı filmi. White God yani Beyaz Tanrı’yı benim açımdan ilginç kılan hayvanlarla ilgili olmasının yanı sıra Hollywood’un yaygaracılığından uzak ama sessiz festival filmlerine de yaklaşmayan görsel ve işitsel bir şölen sunması.

Film, Rilke’nin epigrafıyla başlıyor: ” Kötü olan her şey sevgiye muhtaçtır.” 13 yaşındaki Lili’nin boş (sanatsal) sokaklarda bisikletiyle giderken bir köpek sürüsünü peşinde görmesiyle başlar film. Köpekler acaba onu mu takip etmektedir? Bu soru filmin sonunda yanıtını bulacaktır.

tumblr_nkjpdz43S51qcwfebo10_1280

Kahramanımız Lili, annesinin yurtdışına çıkması gerektiği için köpeğiyle birlikte babasının yanında kalmak zorunda kalır. Ancak Lili ve Hagen uzun süre birlikte kalamayacaklardır. Komşu baskısı ve belediyenin hayvan kuralları gereği baba, Hagen ‘i bir otoyol kenarına bırakır. Ancak Lili ve Hagen’in dostlukları diğer insanların hayvanlarla olan ilişkilerinden faklıdır. Hagen’le evden kaçtıkları bir gün , köpeğini eğitmeye çalışan bir adamı gören Lili, Hagen’e “Sana asla böyle bir şey yapmam” der. Hagen’ in otoyol kenarına terkedilmesinden sonra köpek ve Lili için zor günler başlar. Hagen önce diğer sokak köpekleriyle belediye ekiplerinden kaçar ancak sonra da köpek dövüştüren bir adamın eline düşer. Eğitim yoluyla nefret ve ötekileştirmenin aşılanması, insanlara da ırkçılık tohumlarının nasıl atıldığını çok güzel örneklendirir. Hagen artık farklı bir köpektir. Bir köpek dövüşüne götürülen Hagen karşısındaki köpeği öldürüp oradan uzaklaşır. Aynı sırada karşı sahnelerde de Lili’nin isyan bayrağını çektiğini görürüz. Lili değişik ortamlarda kendine bir kimlik bulma çabasına girer.

tumblr_nvds1gjEiA1rqac8so3_r1_1280

Dikkat çekici teknik çekimleriyle öne çıkan film, çekim aşamasında hiçbir köpeğe zarar vermediğine beni aşağıdaki video ile ikna edebildi. Hagen’i oynayan ikiz köpekler Luke ve Body ilgi odağı olsalar da filmde oynayan yaklaşık 280 köpek barınaktan alınıp kadroya dahil olmuşlar. Filmin en güzel yanıysa filmin vizyona girmesinden hemen sonra çoğunun da yuvalanmış olması.

Sahnelerin bu denli etkileyici olmasının bir diğer nedeni ise kameranın köpek gözüyle ve onların seviyesinden çekilmiş olması.
tumblr_nranengQc31sr2gtxo1_400 Hagen barınaktayken bir ara diğer köpeklerle birlikte TV’de Tom&Jerry’yi izler. Tom o sahnede Lili’nin de trompetiyle çaldığı Hungarian Rhapsody’den bir bölümü piyanoda  çalmaya çalışır. Filmi mistik bir melodrama çeviren bu melodi, hem vahşi bir kalbi yumuşatan bir merhem hem de filmin sonlarına doğru son sürat ilerleyen köpek sürüsü gibi, sürekli o büyülü anı kovalayan bir kalp atışı ritmine benzer.
tumblr_nu3411CTPs1tdqztbo1_400

 Film, hayvanlara duyulan empatiye dayanan bir ahlak skalası oluşturması ve köpek intikamı ( kana kan) konusunda eleştiriliyor ve bu bakımdan eski tarz filmlere-Maymunlar Cehennemi, Amores Perros, White Dog- benzetiliyor. Fareli Köyün Kavalcısı ve Black Beauty ise filmin peri masalı imgeleri içeriğinde rastlaştığı diğer hikayeler.

Filmin sonundaki belirsizlikten istifade, ben güzel bir son hayal ettim. Ben gözlerimi kapadığımda tabii ki barınaktaki hayvanlar yok olmuyor, dövüştürülen ve eziyet gören canlar benim görmediğim yerlerde var olmaya devam ediyorlar. Yine de gerçeğe inat, tüm köpeklerin pofidik yataklarda Tom’u izlediklerini düşlüyorum ben… Tom’u izlediklerini… Tom’u…

sources: cinerituel, variety, the guardian, rogerebert

Yazar Hakkında

admin

Yorum Yaz